Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ulu  önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 84 .yıldönümünde kendisini anmak ve onun mirasına olan minnettarlığımızı ifade etmek isteriz.

    Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları eserlerle, insanlığa yapmış oldukları hizmetlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler.

     Yaşamını milletine adayan, bir imparatorluğun küllerinden yepyeni ve güçlü bir devlet yaratan eşsiz bir lider, mümtaz bir devlet adamı, büyük bir komutan ve dâhi olan Atatürk bu ender insanlardan biri belki de en büyüğüdür. Büyük Önder Atatürk, 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal etmiş, ancak bıraktığı eserler ile milletimizin kalbinde sonsuz bir sevgiyle bu güne değin yaşatılmış ve sonsuza dek yaşatılacaktır. Çocuklar; Atatürk'ün ilkeleri ışığında, onun çizdiği medeniyet ve çağdaşlık yolunda, hiç yorulmadan yürümekle, ona en büyük hediyeyi vermiş olacaksınız. Biliyorum ki sizler; Atatürk'ün ümit ettiği o gençliksiniz. O'nun izinden ayrılmadan, ülkemizi her alanda başarıdan başarıya koşturacak olan sizlersiniz. Bundan hiç şüphem yoktur.

     Sevgili öğrenciler;

           Atatürk'ü anlamak ve fikirlerini yol edinip çok çalışmak, ona duyulan saygı ve sevginin anlatılmasında son nokta olacaktır. Ufkunuzu geniş, hedefinizi büyük tutarsanız eğer, ancak o zaman O'nun manevi huzuruna başınız dik alnınız açık olarak çıkabilirsiniz. Atatürk gençliği bunu yapabilecek güç ve kabiliyete sahiptir.

         Atamızın en büyük emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne her yönü ile sahip çıkacağımıza söz vererek, onu bu ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Atatürk'ün şu sözleriyle son veriyorum; "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."